25 Ekim 2020 Pazar

Peter Zumthor Mimarlığı Hakkında

Zumthor, “Atmosferler” kitabında nitelikli mimarlığın kendi için ne anlama geldiğini; nitelikli mimarlık ürünü onu deneyimleyen kişi üzerinde bir etki bırakmalı, deneyimleyenin ruhunda bir yere temas etmeli diye açıklamaktadır. Peki böylesi nitelikleri barındıran bir yapı nasıl bir mimarlık edimiyle meydana getirilir? İlk olarak, Zumthor yeni bir tasarıma başlamadan önce “Beni etkileyen şeyi yapıtıma nasıl taşıyabilirim?” sorusunu kendine sormaktadır. Ondan sonra bir mimar olarak “mekânsal kavrayışı temel aldığı tasarım yordamını” karşılayan “atmosfer”i nasıl oluşturabilirim sorusuyla devam etmektedir 1.

Zumthor, mimarlık hakkında düşününce zihninde birçok imge’nin belirdiğinden bahsetmekte, bu imgelerin çoğu mimarlık eğitimi ile mimarlık edimini gerçekleştirdiği zamanlara ait olmaktadır 2. Bazıları ise çocukluğundan gelmektedir. Çocukken yaşadığımız ev, evin verandasının ahşap kaplamasının çıkardığı ses, mutfaktan gelen kokular, kapının metal tokmağının ısısı, okula giderken yürüdüğümüz sokak ve deneyimlediğimiz kent gibi birçok yaşanmışlık/anı mekanla ilgili biriktirdiklerimiz olmaktadır. Çocukluktan taşınan bu imgeler önemlidir, çünkü ona göre bu imgeler mimari atmosferi yaratmak için sahip olduğumuz birikimlerdir. Mimari bir tasarıma başlamadan önce işte bu çocukluğumuzda biriktirdiğimiz deneyimleri geri çağırmalı, onların bize yol göstermesini sağlamalıyız. Çünkü çocukluğuna ait imgeler mimarlık hakkında düşünmeden yani mimar olmadan önce mimarlığı deneyimlediğimiz, mekânı duyularımızla hissettiğimiz zamanlara ait olmaktadır. Bu bağlamda, Zumthor’a göre atmosfer (mekân) hissedilerek deneyimlenmesi, düşünülerek değerlendirilmesinden daha önemli olan olmaktadır.

Zumthor mimari ürünün bir sembol ya da mesaj içermesi gerektiğine inanmaz, ona göre atmosfer (mekân) duyularla ve bedenle deneyimlenendir. Bu bağlamda, her yeni tasarım yeni bir imgeye ihtiyaç duymakta ve bu imge tasarımcının hafızasında gömülü olmaktadır. Yeniyi yaratma hatırlama işidir. Mimarlıkla ilgili kavrayışımız, çocukluğumuzda, gençlik yıllarımızdaki deneyimlerimizde gizli olandır; bu gizli olanın açığa çıkması önemli olmaktadır. Bu bağlamda, deneyimle açığa çıkan niteliklerin mimar tarafından bilinmesi ve mimarlığına taşınması niteliksel değerlerin yaratımı için önemlidir.

Zumhtor tasarıma önce bir imaj ile başlamakta fakat sonra bu imaj çizim masasında projeye dönüşmekte, tasarlama süreci bu noktada bitmemekte aslında adım adım her detayın çözümüyle devam etmektedir. Nitelik tüm bu detayların nitelikli bir şekilde bir araya gelerek bütünün oluşturulmasıyla elde edilmektedir. Yapılan çizimlerle beraber çözülmesi gereken her detay, karşılaşılan her yeni zorluk atmosfer (mekân) için yeni bir imkan sunmaktadır 3. Özetle, tasarımcının ‘hem zihinsel hem de bedensel yapısıyla ‘iş mahallinde olduğu’ söylenebilir 4.

İhsan Bilgin’e göre mimarlık; mekânsal olduğu kadar, dünyevi (geçici olan) bir sanattır, bu nedenle gerilim barındırandır. Bu gerilim kalıcı (derin) olan ile geçici (dünyevi) olanın beraberliğinden doğmaktadır. “Zumthor’un mimarlığı metafizik ve maddi boyutların ikircimini ve malzemeyle dolaysız bağ kurma girişimi içermektedir. Zumthor mimarlığında, tine madde üzerinden varmayı benimsemektedir; yani onun mimarlığı deneyimleyen insan bedenine ve tenselliğe yer veren bir mimarlık edimidir” 5.

Zumthor, ‘Karmaşık olanın yoruculuğunu bırakıp, mimarlığı meydana getiren basit şeylere neden güvenmiyoruz?’ diye sormaktadır ve ona göre mimarlığı kuran bu basit şeyler, ‘malzeme, strüktür ve inşa’ olmaktadır. İçinden çekilebileceği mimari yapılar (evler) tasarlama ve yapma fikrini seviyorum demekte, aslında tasarımcının ifade ettiği mimari yapının tasarımcısından bağımsız “kendi kurallarını uygulayan maddi bir varlığa” dönüşmesidir.

Zumthor, “atmosferler” hepimizin tanıdığı, bir şekilde bildiğidir; ilk izlenim gibidir. İlk defa karşılaştığımız bir kişiye güvenme gibi öylesine bir seziyle algılanan diye tanımlamaktadır. Binanın nitelikli olduğunu söylemek böyle bir seziyle mümkün olmaktadır. Bu seziden şöyle bahsetmektedir:

Duygusal algılarımızla atmosferi (mekânı) kavrarız, çok hızlı gerçekleşir bu kavrama, hayatta kalmamızı sağlayan dürtülerimiz gibi. İçimizden bir şey bize söyler duraksamadan, bir şeyden hoşlanıp hoşlanmadığımızı 3.

Zumthor, tasarladığı ve inşa ettiği yapılarda şu ana kadar açıklamaya çalıştığımız “atmosfer”i oluşturmayı hedeflemektedir. Atmosfer oluşturmak zanaatla, özel üretimle mümkündür. Merak duyma, ilgi, süreç, kullanılan malzeme ve araçlar, bütün girdiler, meydana getirilmeye çalışılan mimari ürünün bir parçası olarak var olmaktadırlar. Zumthor’un “atmosferler”ini oluşturan dokuz ilke şunlardır:

  1. Mimarlığın Bedeni: Soyut anlamda fikri bir beden tanımlaması değildir, gerçek anlamda bir bedendir. İnsan bedeni gibi, bir anatomiye sahip olan, bedenin ardında göremediğimiz şeyler (tin) barındıran ve bir deriyle/membranla örtülü olandır.
  2. Malzeme Uyumluluğu: Farklı malzemelerin bir arada kullanımı, biraradalıktan doğan çekişmedir. Malzeme kullanımı sonsuzdur. Sadece tek bir malzemenin kullanımıyla dahi oldukça farklı sonuçlar elde edilebilmektedir.
  3. Mekânın Sesi: Her mekânın farklı bir sesi vardır. Farklı malzemeler farklı sesler yansıtmaktadır. Alaçam zemin ve beton zemin üzerindeki ayak sesi farklıdır. Bir konutta mutfağın, salonun ayrı ayrı sesleri vardır. Tren istasyonunun salonunda duyduğumuz kentin sesidir, farklı istasyonlar farklı kentlerin seslerine sahip olmaktadır.
  4. Mekânın Isısı: Her mekânın belirli bir ısısı vardır. Bu ısı algısının fiziksel ve psikolojik boyutları vardır. Örneğin, bir mekânda kullanılan ahşap ile çelik malzemeye dokunulduğunda çeliğin ahşaba göre daha düşük ısıya sahip olduğunu duyumsarız. Malzemelerin ısı farklılıkları görme duyusu ile de ayırt edilebilmektedir. Ancak, malzemenin nasıl kullanıldığı da ısıyla ilgili algıları etkileyen olmaktadır.
  5. Kuşatan Nesneler: Çevremizi kuşatan güzel detayların varlığı olarak tanımlanabilir. Mimari ürün herhangi bir mesaj iletmek için var olmamalı, günlük hayatın sıradan şeylerinin gücünü içeren nesne olarak var olmalıdır.
  6. Sakinlik ve Cazibe Arasında: Mimari mekân kullanıcısını içine alarak zamandan koparmalı, bir süre bu zamansızlığı sağlarken farklı bir yönüyle de tetikleyici olmalı, farklılıklara imkân sunan olmalıdır.
  7. İçle Dış Arasındaki Gerilim: İç mekân özel, dış mekân kamusaldır. Mahrem olanla umumi olanın gerilimi diye açıklanabilir.
  8. Samimiyet Seviyeleri: Samimiyetten kastedilen ölçek ve kütle olmaktadır. Samimiyet farklı ölçeklerin mimaride kullanımıyla elde edilmektedir. Palladio villalarının kütlesel anıtsallıklarına rağmen, iç mekanlarının ezici olmaması samimiyet seviyesine bir örnek olabilir.
  9. Şeylerin Üzerindeki Işık: Gerçek ışık, mekânın sahip olduğu gölgeler diye açıklanabilir. Işık-ışıksızlık, gölgeler ve ışığın yarattığı hissiyat, mekâna istenilen hissiyatı vermeyi sağlayan mimarlığın bir boyutu olmaktadır 6.

Zumthor’un mimarlığının insanların duyularına doğrudan hitap eden, değen bir yönü mevcuttur. Böylesi bir mimarlık edimi hareket, söz ve imgelerin dolaşımı üzerine kurulu bir dünyanın merakla izleneni haline gelmiştir. Çünkü “aklın ve köşeli mantığın olduğu kadar imgenin ve enformasyonun egemenliğine karşı duyuların ve duyguların, soyutlayıp sınıflandırmanın karşısında da deneyimin statüsü yükselmiştir. Zumthor, günümüzün egemen ilişkilerine (kapitalist örgütlenme) mesafesini koruyabilen bir kültür muhalifi diye tanımlanabilir” 5. Yani, mimarlık ortamının yer aldığı güncel koşulların mimarlık edimine müdahil olmasına izin vermemektedir. Mevcut koşulları değiştirme ve dönüştürme iddiasında da değildir. Zumthor’a göre, mimarlık ortamı kitle iletişiminin ürettiği yapay dünyanın imgeleri ve sembolleriyle doludur. Fakat, bu semboller yığınının ardında gerçek şeylerin olduğuna inancımızı korumalıyız. Örneğin; dünya ve su, gün ışığı, bitkiler, insan yapımı nesneler, makineler, müzik aletleri herhangi bir mesaj iletmek için var olmazlar, sadece vardırlar; günlük hayatın sıradan şeylerinin gücünü içeren iyice bakınca görebildiğimiz şeylerdir 3.

Nitelikli bir mimarlıktan söz etmek için mimari ürünün meydana gelmiş olması gerekmektedir, kâğıt üzerinde olan mimarlığın bir yansımasıdır muhakkak ama mimarlık yapılı olmak, ortaya çıkmak ister. Yani nitelik katmanları meydana gelen mimari ürün üzerinden, atmosfer üzerinden değerlendirilebilir. Bu bağlamda, mimari ürün deneyimlenerek nitelikler ortaya çıkmaktadır. Mimari mekân yaşanan mekandır, bu nedenle daima geometri ve ölçülebilirliğin ötesinde bir şey olmaktadır. Örneğin, yaşanan mekânda şömine bir tasarım nesnesi olmaktan öte sıcaklığın mekânı işgal etmesiyle vardır (Şekil 1).

Image for post

Şekil 1 : Peter Zumthor “ Vals Kaplıcaları” plan düzeni (üstte ilk eskiz ve farklı duyusal etkiler) , 1996 (5).

Biçim için geometriye başvurmak gerekmektedir. Çünkü geometri bize mimari mekânı yaratmada yol gösterici olacaktır. Geometri çizginin, yüzeyin ve üçüncü boyutta ölçeğinin kurallarını belirleyendir.

Malzemenin doğasından gelen niteliklerin duyulara hitap edecek şekilde; dokunma, tatma, duyma, ses ve koku niteliklerin kompozisyon kurallarına uygun bir biçimde kullanımıyla anlam yaratımları elde edilmektedir. Bu anlam mimari bağlama ve malzemenin özelliğine göre her projede değişim gösteren olmaktadır.

Nitelikli mimari ürün malzemenin doğasından geleni dokunma, görme, işitme, tad alma ve koklama yani beş duyuyla deneyimlemeye açık olandır. Mimarın ve insanlığın malzeme kullanımında edindiği kadim ve temel bilgi birikiminin, kültürel aktarımların barındırdığı anlamları içermesine dikkat etmek gerekmektedir 3. Sonuç olarak, Zumthor’un mimarlığının bir malzeme kullanım sanatı olduğu söylenebilir.

Bu yazı “GÜNÜMÜZ VE YAKIN GEÇMİŞTE MİMARLIK EDİMİNDE NİTELİK SORUNSALI” adlı tezin bir bölümünden oluşturulmuştur.

https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp

Notlar:

  1. Şentürk, L. (2016, Mayıs 31). Mimarlığı (Minörde) Düşünmek. <https://xxi.com.tr/i/mimarligi-minorde-dusunmek> alındığı tarih: 10.05.2018.
  2. Zumthor’un kullandığı “image” kelimesi bu yazı kapsamında “imge” olarak çevrilmiştir.
  3. Zumthor, P. (2006b). Thinking Architecture. (M. Oberli Turner ve C. Schelbert, Ed.). bs. 2, Birkhauser Verlang AG, Basel — Boston.
  4. Bedensel ve zihinsel yapısıyla iş mahallinde olma ile Pallasmaa; bedenin mekânı deneyimleyen ve bu deneyimleri hatırlayan özelliğinden, beden ile kavrama yetisi olarak bahsetmektedir. Zumthor’da ise benzer bir durumun çocukluktan ve edinilmiş hem bedensel hem de zihinsel birikimlerle gerçekleştiği düşünülmektedir. |Pallasmaa, J. Tenin Gözleri: Mimarlık ve Duyular (A. Tümertekin, N. Ülner, Çev.). Janus Yayıncılık, İstanbul.
  5. Bilgin, İ. (2016) Mimarın Soluğu: Peter Zumthor Mimarlığı Üzerine Denemeler (E.Bora ve E. S. Fettahoğlu, Ed.). Metis Yayınları, İstanbul.
  6. Zumthor, P. (2006a). Atmospheres: Architectural Environments — Surrounding Objects. Birkhauser Verlang AG, Basel — Boston — Berlin.

Peter Zumthor Mimarlığı Hakkında

Zumthor, “Atmosferler” kitabında nitelikli mimarlığın kendi için ne anlama geldiğini; nitelikli mimarlık ürünü onu deneyimleyen kişi ...