27 Ekim 2019 Pazar

arda gelir sıkıntılar vol.17

yalnız kalabileceğim küçük bir dehliz.
öyle kuytu bir yer olsa,
bodrum kalesinde yeni restore edilen ve açılan burçlar var.
tam orası olabilir, kapasınlar kimsede uğramasın yanıma.
çünkü bugünlerde bana değen herkesi yakıyorum, yakmamak için kendime de hakim olamıyorum!
.
beni öfkelendiren şeyi bulmam lazım, bulup çıkarmam.
o zaman çözüm kendiliğinden oluşacak, biliyorum.
.
küçük kırmızı bir balıktım ve olabildiğince basit bir hikayem vardı.
tek derdi biraz özgürlük olan -belki birazdan daha fazla-,
bilinmeyen sularda yüzmenin bu kadar can acıtı olcağını kestirememişti,
.
fakat yemini var dönmeyecek o sığ sulara,
turuncuya çalan kırmızı pullarının parlaklığı azalmış,
canlılığı kaybolmuş biliyordu.
olsundu..
.
acısı içindeki ışığın da zayıflamış olması,
incitici ve üzücü olan oydu.
.
küçük kırmızı balıktı ve hikayesi oldukça basitti.
ve
yine de
her yaşamda olduğu kadar bu yaşam da ızdırap doluydu.
küçük-kırmız-bir- balık
neden bu kadar zorluydu?
.
ve şimdi güzel bir müzik açıp, tüm bu saçma düşüncelerden zihnimi ve duygulardan kalbimi temizleyip, akıntıya doğru yol alacağım.
olan olacaktı,
olacak olan zaten olurdu
o zaman bu kadar dertlenmenin de bir anlamı yoktu!
.
o saçma vicdan azaplarını da onları yükleyenler çeksindi.

10 Ekim 2019 Perşembe

dejavu

çok yorgunluktan mıdır tam bilemiyorum,
bu aralar sıkça dejavu yaşıyorum.
daha önce hiç gitmediğim bir binanın merdivenlerinden çıkarken,
hiç dolaşmadığım sokakların kaldırımlarında bavulumu çekiştirirken..
sürekli bir ana geri döndürüp duruyor beynim beni.
sanki hiç olmak istemediğim zaman ve mekanda sıkışmama gönlü razı olmayan
bin bir çeşit sinirden -belki bilyon- oluşan beynim kahramanlık rolünü üstleniyor.
o beyaz atıyla gelip,
tanıdık olmayan, yabancı mekanlarda sıkışıp kalan bedenimi ve ruhumu
sırtlayıp tanıdık anların şefkatli kucağına bırakıyor.
işte dejavu bence böyle bir şey.
bir bilinmezlik ortamında tanıdıkla rastlaşmak gibi gibi.

ya da siz nörobilimciler her nasıl tanımlıyorsanız o!

ben böyle yalnızlık görmedim,
bu yalnızlıkta keder yok,
öyle saf ki içinde bir duygu yok. artık siz hayal edin nasıl bir cehennem olduğunu.

Peter Zumthor Mimarlığı Hakkında

Zumthor, “Atmosferler” kitabında nitelikli mimarlığın kendi için ne anlama geldiğini; nitelikli mimarlık ürünü onu deneyimleyen kişi ...