7 Aralık 2017 Perşembe

KOYU RENK YATAY ÇİZGİNİN OLMAYIŞI



Yaşamla ilgili deneyimlerin her bireye göre farklı olduğu aşikâr. Eleştirel bakış; özne-nesne ilişkisinden doğduğu görülmektedir ve eleştiri “değerlendirme” olarak en kaba tabirle anlamlandırılabilir. Bu durum böyle kabul görür iken; estetik ortak bir değere sahip olunup olunamayacağı sorusu; zihnimde takılı kalması olağan bir durum kazanıyor.
   Mimari ürün; tasarımcısının deneyim eleğinden geçmiş ‘değerlendirilmiş’ bir üretim. Diğer yönüyle belirli bir kullanıcıya hitap etmesi gerekliliği mevcut olan; iki faklı ‘değerlendirmeye’-eleştiriye maruz kalan (tasarlayan ve kullanıcı) bir süreç sonucu ortaya çıkandır.
   Estetik; değerlendirme süreci sonucunda elde edilen, eleştirel bir sorgulama. Eleştiri; estetiğin alt dalı gibi dimağda bir yerde oturtulup mimari tasarım sürecine bakmak isterim.
   Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar kitabından bir alıntı ile kullanıcının eleştirel tavrını bir yönüyle göstermek isterim."…Tavana kadar aynı renk, böylece düzlemler daha kesin beliriyor, modern sanatın burjuva yaşantısına katkısı. Efendim? Oysa ne güzeldi eskiden: tavana bir karış kala, bir parmak kalınlığında koyu renk, yatay bir çizgi çizilirdi; duvar rengi orada biterdi işte. Selimlerin Ankara’daki evinde öyleymiş. Tek parti devrinin kalıntısı, fazla askeri bir düzen. O günlerde tavana kadar yükselen kitaplıklar yoktu herhalde; yatay çizgi kaybolurdu kitapların arkasında böyle olsaydı."  
Alıntıda geçtiği üzere eski konutlarda yer alan duvar süslemelerinin modern mimari ile terk edilişinin betimlemesi yapılmıştır.  Kullanıcının bunu yabancıladığı görülmekte, soğuk ve dikte bulmuştur. Oysa modern mimari bir kesim mimarlar tarafından kuvvetle savunulmuştur.

  Eleştirel ortak bir dil oluşturulabilir mi, farklı disiplinler arasında? Hatta daraltıp iki insan arasın da eleştirel ortak bir dil olabilir mi? Uğur Tanyeli’nin “sonsuz çeşitlikte aktörün işin içinde olduğu, sonsuz farklı durumun gündeme geldiği, birbirinin aynı iki mimari varoluş sansının bulunmadığı bir dünyada, her konuya standart bir cevap yetiştirme imkânının var olduğu nasıl düşünülür?”  sorusu  standart arayışıma bir cevap olarak alınabilir mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Peter Zumthor Mimarlığı Hakkında

Zumthor, “Atmosferler” kitabında nitelikli mimarlığın kendi için ne anlama geldiğini; nitelikli mimarlık ürünü onu deneyimleyen kişi ...