2 Ağustos 2016 Salı

fuck the system

görünen o ki; nefes almak fazlasıyla zor bu hayatta,
nedense düzen, kendi düzeni dışındakini kabul etmeme üzerine yeminli.
film izleme ve yorumla zamanıdır o vakit;
daha içten, daha benden yorumlar yapmak isterdim fakat bir döngü aldı beni cenderesine
ve bana benden bir şey bırakmıyor..

Beni bir kenara bırakalım ve filme dönelim,
Garcia bir dönem film eleştirisi yaptığı gazete köşesi için çokca film izlemiş ve
bu onun için zaman kaybı olmuş, kendisi anlattı valla.. (anlatmak için yaşamak)
Fakat benim durumum farklı, vizyondaki filmleri izleyip o hafta belli bir izleyici kitlesine ulaştırma görevim olmadığından; istediğim film, istediğim zaman dilimde, istediğim kadar izlemede serbest olduğumdan benim için film izlemenin zaman kaybı olmadığına karar vererek buraya bu yazıyı bırakıyorum.
Bu aralar iki nokta bırakıyorum cümlelerin sonuna;
tek nokta çok kesin yargı ve çok katı,
üç nokta çokça kararsız fazla muğlak..
iki ise şahane at gitsin çokça cool :)

(Garcia dediysem Gabriel Garcia MARQUEZ)

Hayat ve ilişkiler üzerine otuzlu yaşlarda olan insanların derdine ımmmm
(bulamadım hani şu içinizden geçenleri anlatır ya! ne denir ona?)
derdine tercüman olan bir film. (aysel'in gözleri hatırlattı bana bu deyimi)

ya öyle olacaksın ya böyle,
çift mi olacaksın birbirine uygun musun?
mesleğin ne ki senin?
yaşın kaç?
nerelisin?

yoksa yalnız mı kalacaksın,
onun da kuralı var!
duygularını körelteceksin bir kere..

yani renkler, replikler, mekanlar, giysiler,
her şey her nokta filmde bir göndermeye sahip
çok iyi imgeleştirilmiş,kurgulanmış,
komik olacak derecede soğuk,
acı
ve kederli
ve bir o kadar vurdumduymaz
ROBOTİK


THE LOBSTER (colin ferrel,rachel weitz) Yorgos Lantimos bu yönetmeni not alalım :)



deep note:bu filmde böyle yorumlanmaz diyecekleriniz olacaktır, olsun du ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Peter Zumthor Mimarlığı Hakkında

Zumthor, “Atmosferler” kitabında nitelikli mimarlığın kendi için ne anlama geldiğini; nitelikli mimarlık ürünü onu deneyimleyen kişi ...